27 Ağustos 2018 Pazartesi

Blue Öyster Cult - Sole Survivor Çeviri


There walked a lonely man
Oradan yalnız bir adam geçti
Silent, mute, the only man
Sessiz, sakin, tek adam
Not knowing how, not knowing why
Nasıl, neden olduğunu bilmeden
Was he the sole survivor?
O hayatta kalan tek adam mıydı?
Why should he be alive
Neden hayattaydı,
Breathing still while others died?
Diğerleri yok olmuşken o hala nefes alıyordu?
And the only question
Ve o yegane soru
Why was he the sole survivor?
O hayattaki son adam mıydı?

Sole survivor, cursed with second sight!
Tek kurtulan, kehanetle lanetlendi!
Haunted savior, cried into the night!
Çarpılmış mesih, geceye ağladı!
Sole survivor, cursed with second sight
Tek kurtulan, kehanetle lanetlendi!
Haunted savior, cried into the night
Çarpılmış mesih, geceye ağladı!

Wind blew across the sand
Rüzgar yaladı kumu
He stood alone and he had no plan
Yapayalnızdı ve hiçbir planı yoktu
And with the last rays of the sun
Ve günün son ışıklarıyla
He screamed aloud began to run
Avazı çıktığı kadar bağırıp koşmaya başladı
In his tears he sees his face
Kendi suretini görüyordu gözyaşlarında
“I am the end of the human race
Ben ademoğlunun sonuncusuyum
When I'm gone there'll be no trace
Ben gidince eser kalmayacak
For I'm the sole survivor!”
Zira ben hayattaki son adamım!


Sole survivor, cursed with second sight!
Tek kurtulan, kehanetle lanetlendi!
Haunted savior, cried into the night!
Çarpılmış mesih, geceye ağladı!
Sole survivor, cursed with second sight
Tek kurtulan, kehanetle lanetlendi!
Haunted savior, cried into the night
Çarpılmış mesih, geceye ağladı!

One night when years had passed
Yıllar sonra bir gece
The sky shook from a fiery blast
Alevli infilakla çalkalandı sema
And there a starship, saved at last!
Ve bir uzay gemisi çıkageldi, kurtuldu nihayet!
To come rescue this survivor
Bu kazazedeyi kurtarmak için
They beckoned him inside
Onu içeri çağırdılar
But only man, he would not ride
Ama yegane adam binmedi
Instead he found a place to hide
Onun yerine gizlenecek bir yer buldu
For he's the sole survivor
Zira o hayatta kalan son adamdı

Sole survivor, cursed with second sight!
Tek kurtulan, kehanetle lanetlendi!
Haunted savior, cried into the night!
Çarpılmış mesih, geceye ağladı!
Sole survivor, cursed with second sight
Tek kurtulan, kehanetle lanetlendi!
Haunted savior, cried into the night
Çarpılmış mesih, geceye ağladı!
Sole survivor, cursed with second sight!
Tek kurtulan, kehanetle lanetlendi!
Haunted savior, cried into the night!
Çarpılmış mesih, geceye ağladı!
Sole survivor, cursed with second sight
Tek kurtulan, kehanetle lanetlendi!
Haunted savior, cried into the night
Çarpılmış mesih, geceye ağladı!
Sole survivor, cursed with second sight!
Tek kurtulan, kehanetle lanetlendi!
Haunted savior, cried into the night!
Çarpılmış mesih, geceye ağladı!
Sole survivor, cursed with second sight
Tek kurtulan, kehanetle lanetlendi!
Haunted savior, cried into the night
Çarpılmış mesih, geceye ağladı!
Sole survivor, cursed with second sight!
Tek kurtulan, kehanetle lanetlendi!
Haunted savior, cried into the night!
Çarpılmış mesih, geceye ağladı!
Sole survivor, cursed with second sight
Tek kurtulan, kehanetle lanetlendi!
Haunted savior, cried into the night
Çarpılmış mesih, geceye ağladı!

23 Ağustos 2018 Perşembe

Rory Gallagher - For The Last Time


You've done me wrong
Bana kötülük ettin
For the last time
Son kez
You've sung your song
Kendi şarkını söyledin
Now I'm going to sing mine
Şimdi ben de kendikimi söyleyeceğim
Out loud, so loud
Yüksek sesle, çok yüksek
Like the roaring sea
Gürleyen bir deniz gibi

You've played around
Oynadın benimle
For the last time
Son kez
You've shown your claws
Pençelerini gösterdin
Now I'm going to show mine
Şimdi ben de benimkileri göstereceğim
Watch out, I'll be about
Ayağını denk al, peşinde olacağım
In the night
Geceleyin

You ran around
Oyaladın
Since the very first day
Henüz ilk günden itibaren
You've had your moment
Gün senin günündü
Now I'm gonna have my play
Şimdi ben de kendi oyunumu oynayacağım
So long, I'll be gone
Hoşça kal, ben gitmiş olacağım
In the night
Geceleyin

You put me down
Beni yüzüstü bıraktın
For the very last time
Son defa
I hit the floor
Yıkıldım
But I got up on the count of nine
Ama dokuza sayıp, geri kalktım
Goodbye, don't cry
Elveda, ağlama
When I'm gone
Gittiğimde

Etta James - The Blues Is My Business Çeviri


I got a heart full of trouble, a house full of sin
Keder dolu bir kalbim, günah dolu bir evim var
And things are bad as they ever been
Ve işler de hiç olmadığı kadar kötü gidiyor
If trouble were money
Eğer dertler para olsaydı
I'd have more money than any man should
Cebim herhangi bir adamdan daha dolu olurdu

I'm open for business in your neighborhood
Sizinkiler için çalışmaya hazırım
The blues is my business, and business is good
Hüzün benim işim, ve işimi seviyorum



If I had a dollar for every broken heart
Eğer her kırık kalp için bir dolarım olsaydı
I'd be drinkin' fine wine and eatin' caviar
Şimdi iyi bir şarabın yanında havyar yiyor olurdum
If trouble were money
Eğer dertler para olsaydı
I'd have more money than any man should
Cebimde herhangi bir adamdan daha dolu olurdu
I'm open for business in your neighborhood
Sizinkiler için çalışmaya hazırım
The blues is my business, and business is good
Hüzün benim işim, ve işimi seviyorum

Well business, the business is good
Evet işim, işimi seviyorum
The blues is my business, and business is good
Hüzün benim işim ve işimi seviyorum
The blues is my business, the blues is my business
Hüzün benim işim, hüzün benim işim
I'm open for business in your neighborhood
Sizinkiler için çalışmaya hazırım
The blues is my business, and business is good
Hüzün ve benim işim ve işimi seviyorum


It's a world full of trouble and a world full of pain
Bu, sıkıntı ve elem dolu bir dünya
I'll take the problem, but I won't take no blame
Meseleyi üstleneceğim ama sorumluluk bende değil
If trouble were money
Eğer dertler para olsaydı
I'd have more money than any man should
Cebim herhangi bir adamdan daha dolu olurdu

I'm open for business in your neighborhood
Sizinkiler için çalışmaya hazırım
The blues is my business, and business is good
Hüzün benim işim ve işimi seviyorum

The blues is my business, and business is good (3x)
Hüzün benim işim ve işimi seviyorum

I'm open for business in your neighborhood
Sizinkiler için çalışmaya hazırım
The blues is my business, and business is good
Melâl benim işim ve işimi seviyorum

The blues is my business, the blues is my business
Hüzün benim işim, hüzün benim işim
The blues is my business, the blues is my business
Hüzün benim işim, hüzün benim işim
And business is good
Ve işimi seviyorum
I'm open for business in your neighborhood
Sizinkiler için çalışmaya hazırım
The blues is my business, and business is good
Hüzün benim işim ve işimi seviyorum
The blues is my business
Hüzün benim işim
The blues is my business and business is good
Hüzün benim işim ve işimi seviyorum

The Coasters - Down In Mexico Çeviri


Down in Mexicali
Aşağıda, Mexicali’de
There's a crazy little place that I know
Çok deli, küçük bi’ yer biliyorum
Where the drinks are hotter than the chili sauce
İçkiler orda çili sosundan kızgındır
And the boss is a cat named Joe
Ve patron da Joe diye bi’ kedidir

He wears a red bandanna, plays a cool piano
O Kırmızı bandana takıp fıstık gibi bir piyano çalar
In a honky-tonk, down in Mexico
Aşağıda, Meksika’daki  pavyonda
He wears a purple sash and a black mustache
O Mor kuşak giyip kara bıyık takar
In a honky-tonk, down in Mexico
Aşağıda, Meksika’daki pavyonda

Well, the first time that I saw him
Pekala, onu ilk gördüğümde
He was sittin' on a piano stool
Piyano başında oturuyordu
I said "Tell me, man, when does the fun begin?"
Dedim ki: “ Eğlence ne zaman başlar birader, söyle de bilelim’
He just winked his eye and said, "Man, be cool"
O sadece göz kırpıp “Ağır ol adamım” dedi



In Mexico!
Meksika’da!
All of a sudden in walks a chick
Birdenbire çıtır hatunlar çıkar karşına
In Mexico
Meksika’da!
Joe starts playing on a Latin kick
Joe bi Latin ritmine girer
In Mexico
Meksika’da!
Around her waist she wore three fishnets
Kız belinde üç balık ağı taşır
In Mexico
Meksika’da!
She started dancin' with the castanets
Kız zillerini takıp oynamaya başlar
In Mexico
Meksika’da!
I didn't know just what to expect
Ne ummalıyım bilmiyorum
In Mexico
Meksika’da!
She threw her arms around my neck
Kız kollarını boynuma dolar
In Mexico
Meksika’da!
We started dancin' all around the floor
Pistin her yerinde dans etmeye başlarız
In Mexico
Meksika’da!
And then she did a dance I never saw before
Ve daha önce hiç görmediğim bir dans yapar

So if you're south of the border
Yani sınırın güneyindeyseniz
I mean down in the Mexico
Aşağıdan, Meksika’dan bahsediyorum
And you wanna get straight, man, don't hesitate
Ve bir eş istiyorsan, adamım, sakın tereddüt etme
Just look up a cat named Joe
Yalnızca bizim kedi Joe’yu bul



Hey, como est usted senorita
Hey, nasılsınız hanımefendi
Come with me to Mexico City
Benimle Mexico City’e gelin
You can get your kicks in Mexico
Tekmelerinizi Meksika’da da atabilirsiniz
Hahaha, crazy. Come with me, baby. Come with me
Hahahaa, delice. Benimle gel bebeğim, benimle gel
Ah we can watch the bull fights together
Ah beraber boğa güreşlerini izleyebiliriz
Come with me, senorita. yeah... yeah...
Benimle gel sinyorita, evet... evet...

Queens Of The Stone Age - This Lullaby Çeviri


Where, where have you been my love?
Nerede, nerelerdesin sevgilim
Where, where can you be?
Nerede, nerelerde olabilirsin?
It's been so long, since the moon has gone
Uzun zaman oldu, ay başını alıp gideli
What a wreck you've made me
Beni nasıl harap ettin?

Are you there over the ocean?
Orada deniz ufkunda mısın?
Are you there, up in the sky?
Yoksa yukarıda, semada mısın?
Until the return of my love
Vuslata dek sürecek
This lullaby
Bu türkü

My hope is on the horizon
Umudum ufkun üzerinde duruyor
Every face, it's your eyes I can see
Gördüğüm her yüzde yalnız senin gözlerin oluyor
I plead and pray through each night & day
Yalvarıyorum, yakarıyorum gece gündüz
Our embrace is only a dream
Bizim kavuşmamız sadece bir hayal

As sure as days come from moments
Yekpare geniş bir anın, parçalanmaz akışında
Each hour becomes a life's time
Ömür her saati ayrı öğütür
When she'd left, I'd only begun this lullaby
İşte o gitti gideli ben bu türküyü söylerim

The Eagles - Victim Of Love Çeviri


What kind of love have you got?
Seninki nasıl bir aşk?
You should be home, but you're not
Evinde olmalıydın fakat değilsin
A room full of noise
Gürültü dolu bir oda
And dangerous boys
Ve içinde tehlikeli herifler
Still makes you thirsty and hot
Seni şimdi bile susatıp hararetlendirirler


I heard about you and that man
Senin ve o eleman için söylenenleri duydum
There's just one thing I don't understand
Uyanamadığım tek bir mevzu kaldı
You say he's a liar
Onun palavracı olduğunu söylüyorsun
And he put out your fire
Ama senin gönlünü alır o
How come you still got his gun in your hand?
Nasıl olur da hala onun aklına uyarsın?

Victim of love, I see your broken heart
Aşkzede, kırılan kalbini görebiliyorum
You got your stories to tell
Anlatacak hikayelerin var
Victim of love, it's such an easy part
Aşkzede, bu işin kolay kısmı
And you know how to play it so well
Ve sen de nasıl oynayacağını gayet iyi biliyorsun

Some people never come clean
Bazı insanlar suçlarını asla kabullenmezler
I think you know what I mean
Bence neyi kastettiğimi biliyorsun
You're walkin' the wire
İp üstünde yürüyüp
Pain and desire
Istırap ve ihtiras
Looking for love in between
Arasında bir aşk arıyorsun

Tell me your secrets, I'll tell you mine
Sırlarını anlat bana, ben de anlatacağım
This ain't no time to be cool
Soğukkanlılık zamanı değil
And tell all your girlfriends,
Ve tüm kız arkadaşlarınınkileri de anlat
Your been-around-the-world friends
Her yerdeki arkadaşlarınınkini
That talk is for losers and fools
Bu muhabbet kaybedenler ve enayiler için

Victim of love, I see your broken heart
Aşkzede, kırılan kalbini görebiliyorum
I could be wrong, but I'm not, no, I'm not
Hatalı olabilirim ama hatalı değilim, hayır değilim
Victim of love, we're not so far apart
Aşkzede, öyle de ayrı düşmedik
Show me, what kind of love have you got?
Göster bana, seninki nasıl bir aşk?

Victim of love, I see your broken heart
Aşkzede, kırılan kalbini görebiliyorum
I could be wrong, but I'm not
Hatalı olabilirim fakat değilim
Victim of love, we're not so far apart
Aşkzede, öyle de ayrı düşmedik
What kind of love have you got?
Seninki nasıl bir aşk?

Victim of love, you're just a victim of love
Aşkzede, sen sadece aşk kurbanısın
I could be wrong, but I'm not, no, I'm not
Hatalı olabilirim ama değilim, hayır değilim
Victim of love, now you're a victim of love
Aşkzede, şimdi sen bir aşk kurbanısın
What kind of love have you got? (3x)
Seninki nasıl bir aşk?

AC/DC - High Voltage Çeviri


Well, you ask me 'bout the clothes I wear
Pekala, bana giydiğim elbiseleri soruyorsunuz
And you ask me why I grow my hair
Ve bana neden saçlarımı uzattığımı
And you ask me why I'm in a band
Neden bi’ müzik grubunda olduğumu soruyorsunuz
I dig doing one night stands
Tek gecelik maceraları severim
And you want to see me doin my thing
Ve beni takılırken izlemek istiyorsunuz
All you got to do is plug me in to
Tek yapmanız gereken fişi prize takmak

High
Yüksek
I said high
Dedim ki: yüksek


High voltage rock 'n' roll
Yüksek gerilim Rock and Roll!
High voltage rock 'n' roll
Yüksek Voltaj Rock and Roll!
High voltage, high voltage
Yüksek gerilim, yüksek gerilim
High voltage rock 'n' roll
Yüksek gerilim Rock And Roll!

Well, you ask me why I like to dance
Peekala bana neden dans etmeyi
And you ask me why I like to sing
Şarkı söylemeyi
And you ask me why I like to play
Gitar çalmayı sevdiğimi soruyorsunuz
I got to get my kicks some way
Bir şekilde hayattan zevk almam lazım benim
And you ask me what I'm all about
Ve bana tüm bunların ne anlama geldiğini de soruyorsunuz
Come on, let me hear you shout
Hadi ama, haykırışlarınızı duymak istiyorum!


"High"
“Yüksek!”
I said, "High"
Dedim ki, “Yüksek!”


High voltage rock 'n' roll
Yüksek gerilim Rock And Roll!
High voltage rock 'n' roll
Yüksek Voltaj Rock And Roll!
High voltage, high voltage
Yüksek gerilim, yüksek gerilim
High voltage rock 'n' roll
Yüksek gerilim Rock And Roll!
Rock 'n' roll
Rock And Roll!




I said high
Yüksek, dedim
I said high
Yüksek!

High voltage rock 'n' roll
Yüksek gerilim Rock and Roll!
High voltage rock 'n' roll
Yüksek Voltaj Rock and Roll!
High voltage, high voltage
Yüksek gerilim, yüksek gerilim
High voltage rock 'n' roll
Yüksek gerilim Rock And Roll!



Stars, bulbs
Yıldızlar, ampuller
All around the spotlight
Dört bir yandan sahne ışığı
Put the lights out, turn me on
Işıkları öbür yana çevir, beni tahrik et

(High voltage rock 'n' roll)
(Yüksek gerilim Rock And Roll)
(High voltage rock 'n' roll)
(Yüksek voltaj Rock And Roll)
Wine, women and song
Şarap, kadınlar ve şarkı
(High voltage, high voltage)
(Yüksek gerilim, yüksek gerilim)
Plugged in and turned on, it's sparkin' and
Prize sok ve çalıştır, kıvılcım saçıyor ve
(High voltage rock 'n' roll)
(Yüksek Gerilim Rock And Roll)

AC/DC - She's Got Balls Çeviri


She's got style that woman
Tarzı olan, o kadın
Makes me smile that woman
Beni gülümsetir, o kadın
She's got spunk that woman
Yürekli, o kadın
Funk that woman
Kork o kadından

She's got speed my lady
Hızlıdır, benim leydim
Got what I need my babe
Derdime devadır, benim bebeğim
She's got the ability, hey
Kızım hünerlidir, hey
To make a man outta me
Benden, başka bir adam yaratma konusunda

But most important of all
Fakat alayından daha mühimi
Let me tell you
Müsaade buyrun izah edeyim
My lady's got balls
Benim leydimin taşakları vardır
She's got balls! (3x)
Benim kızım taşaklıdır! (3x)


She's got soul my lady
Ruhu var benim leydimin
Likes to crawl my lady
Emeklekmeyi sever benim leydim
All around the floor on her hands and knees
Elleri ve dizleri yere kapanmış halde
Oh because she likes to please me
Ah, gönlümü eylemeyi sever çünkü

But most important of all, ah
Fakat alayından daha ehemmiyetlisi, ah
Let me tell you
Müsaade buyrun izah edeyim
The lady's got balls!
Leydinin taşakları var
She's got balls! (3x)
Benim kızım taşaklıdır (3x)


And she's got taste my lady
Ve düşkündür benim leydim
Pace my lady
Tempoludur, benim leydim
Makes my heart race
Kalbimi hızlandırır
With her pretty face
Güzel yüzüyle
She's got balls my lady
Taşakları vardır benim leydimin
Likes to crawl my lady
Emeklemeyi sever leydim
Hands and knees all around the floor
Elleri ve dizleri yere kapaklanmış
No one has to tell her what a fella is for
Kimse kızıma bir arkadaşın ne demek olduğunu söylemek zorunda değil

But let me tell you all, ooh yeah
Lâkin müsaade buyrun, izah edeyim cümlenize, âh ne âlâ
The lady's got balls!
Leydinin taşakları vardır!
She's got balls (8x)
Benim kızım taşaklıdır! (8x)